YAN ETKİNLİKLER


Film Gösterimi ve Forum:
BİR RANT PROJESİ OLARAK KANAL

11 Aralık 2021 Cumartesi 16:00
Aynalı Geçit

Forum Katılımcıları:
Yasin Serindere
Pelin Pınar Giritlioğlu
Rüya Kurtuluş
Oktay Kargül

“Kanal İstanbul Projesi” ilk kez 2011’de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyuruldu. ÇED raporuna göre, Küçükçekmece, Avcılar, Başakşehir, Arnavutköy ilçesi sınırları içerisinden geçecek olan projenin Karadeniz’e bağlantısının kuzeyde Karaburun'dan, Marmara Denizi’ne bağlantısının ise Küçükçekmece Gölü’nden sağlanması planlanıyor. Projenin İstanbul'un su kaynaklarının yok olması, ekolojik yıkım ve deprem riski gibi geri dönüşü olmayan pek çok felakete neden olacağı belirtilirken, iktidar tüm itirazlara rağmen projeyi gerçekleştireceğini söylüyor. Yasin Serindere'nin "Kanalı Beklerken" belgeselini izledikten sonra Kanal İstanbul projesinin güncel durumunu İstanbul Üniversitesi SBF Kentleşme ve Çevre Sorunları Bölümü'nden Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonundan Rüya Kurtuluş ve İstanbul Planlama Ajansı Genel Sekreteri Oktay Kargül ile birlikte konuşacağız.

Film:
Kanalı Beklerken
(2020,36') Yön: Yasin Serindere

2011 yılında ortaya atıldığında “Çılgın Proje” olarak adlandırılan “Kanal İstanbul” projesi 2019 yılının son çeyreğinde yeniden gündeme geldi.  Projeye yönelik doğada yaratacağı tahribattan kaynaklı tepkiler gelirken projenin istikametinde bulunan Sazlıdere Barajı’nın yanı başındaki Şahintepe Mahallesi’nde ise halk tedirgin. Projenin neden yapılması veya yapılmaması yönünde iki temel taraf oluşmuşken mahalle sakinleri, yapılması ihtimalinde "Ne olacak?" sorusu üzerinde duruyor.

 


Film Gösterimi ve Forum:
ADİL VE EKOLOJİK GIDA: İMKÂNLAR, YÖNTEMLER, İHTİYAÇLAR

12 Aralık 2021 Pazar 15:00
Postane

Filmler:
Apartmanların Gölgesinde (2021, 19') Yön: Melike Selin Durmaz Ekenler
Roma Bostanı (2021, 26') Yön: Nesime Karateke
34 Kuleli (2021, 27') Yön: Yaren Temurlenk

Son yıllarda kentte adil ve ekolojik gıdaya erişmeyi mümkün kılan pek çok gıda topluluğu kuruldu. Bostanlar ve kent tarımı üretimi kentin, mahallelerin, gündelik hayatın parçası haline getirerek sadece beslenmemizi değil, kır kent ikiliği ötesinde, yaşamla kurduğumuz ilişkileri dönüştürmenin yollarını açtı. Gıda etrafında örgütlenen bu topluluklar iklim ve gıda krizinin hem yerelde hem de tüm gezegende dayattığı aciliyetlerin neresinde duruyor?

Konuyla ilgili kısa filmlerin gösteriminin ardından, hem kentte adil ve ekolojik gıda üretmeyi ve tüketmeyi mümkün kılan mekanları, imkanları, toplulukları, yöntemleri konuşmak hem de bu toplulukların temsiliyetlerine, görünürlüklerine kafa yormak üzere, gıda toplulukları, üretici ve türetici kooperatifler ve kent bostanları olarak bir araya geliyoruz.

 


Söyleşi:
YERALTINDA İŞKENCE: KAÇIRILMALAR

13 Aralık 2021 Pazartesi 16:00
Çevrimiçi etkinlik (Türkçe çeviri yapılacaktır)

Katılımcılar:
Ayten Öztürk
Av. Gülseren Yoleri 
Lorent Saleh
Av. Seda Şaraldı 
Zoltan Kunckel
Moderatör: Elif Ergezen

11. Hangi İnsan Hakları Film Festivali programı kapsamında "Beyaz İşkence - Yeraltı Şiiri" (2019, İspanya) adlı filmin gösterimi sonrası filmin yönetmenlerinden Zoltan Kunckel, aynı filmde Venezuela gizli servisi tarafından kaçırılarak aylarca yer altında tutulduğu hücrede yaşadıklarını anlatan Lorent Saleh, 2018 yılında Lübnan'da kaçırılarak Türkiye'ye getirilen ve bilinmeyen bir yerde altı ay işkence gören Ayten Öztürk ve Avukatı Seda Şaraldı ile İHD İstanbul Şube Başkanı avukat Gülseren Yoleri'nin katılımıyla kaçırılmalar ve resmi olmayan gözaltı yerlerinde işkenceler üzerine konuşacağız.

As part of the 11th Which Human Rights? Film Fesival programme, following the screening of “White Torture - Underground Poetry” (2019, Spain), we will be holding a discussion session about kidnappings and torture in underground illegal locations, with one of the directors of the film - Zoltan Kunckel, Lorent Saleh, who in the film tells the story of how he was kidnapped by the Venezuelan secret service and held underground for months, Ayten Öztürk, who was kidnapped from Lebanon in 2018 and brought to Turkey and tortured for six months in an unknown location, her lawyer Seda Şaraldı, and the president of the Istanbul branch of the Human Rights Association, lawyer Gülseren Yoleri.

Film gösterimi:
"Beyaz İşkence- Yeraltı Şiiri" (White Torture, 36', 2019, İspanya)
Yönetmenler: Zoltan Kunckel & Lorent Saleh
İspanyolca; İngilizce ve Türkçe altyazılı

İzleme linki (12 Aralık'tan 13 Aralık 23:59'a kadar):
Watch here (Accessible from December 12th to 13th, 23:59):
https://vimeo.com/655625285

Lorent Saleh, 2014 yılında Kolombiya'dan yasadışı bir şekilde iade edildikten sonra tutuklandı. Dört yıl, iki ay ve yedi gün hapis yattı. Bunun iki yıldan fazla bir kısmını Caracas'ta yerin beş kat altında Venezuela gizli servisinin “Mezar" denen hapishanesinde tecrit altında geçirdi. Saleh, bu bembeyaz hücrede 7/24 beyaz ışığa maruz kalarak yalnızlık ve tam bir sessizlik içinde, zaman ve mekan bilincini kaybedecekti... Beyaz işkence, kan izi bırakmayan ama mahkumların zihinlerini ve ruhlarını yok eden bir psikolojik tacizdir. Film bizi görünmez işkencecileriyle karşı karşıya kalan tecrit edilmiş bir siyasi mahkumun samimi konuşmalarına götürüyor. Lorent'in hapisteyken yazdığı şiirleri, video ve sese dönüşerek dünyanın her yerindeki siyasi tutsakların acılarını yaşamamızı sağlıyor.

In 2014, Lorent Saleh was arrested after being illegally extradited from Colombia. He spent four years, two months and seven days in prison, of which he spent more than two years in isolation in “La Tumba” (The Tomb), the Venezuelan secret service prison in Caracas, five floors underground. In a white cell, exposed to white light 24/7, in loneliness and complete silence, he would lose awareness of time and space. White torture is a sinister type of psychological abuse, leaving no traces of blood, but destroying the minds and souls of the prisoners. 

White Torture – Underground Poetry takes us into the intimate soliloquy of a political prisoner in isolation who faces his invisible torturers. Through videos, sounds and the poetry Lorent wrote during his confinement, this film allows us to experience the suffering of political prisoners around the world.

 


Sergi, Forum ve Atölyeler:
BARIŞA UÇAN KANATLAR VE ARDINDA KALANLAR

10 - 25 Aralık 2021
Tütün Deposu

10 Ekim Ankara Katliamı'nın 6. Yılında Bellek ve Sanatla İyileşme etkinlikleri, 11. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali kapsamında İstanbul'da gerçekleşecek. Barışa Uçan Kanatlar ve Ardında Kalanlar Sergisi 10-25 Aralık tarihleri arasında ziyarete açılırken, diğer etkinlikler ve program şöyle olacak:

Sergi açılışı
10 Aralık Cuma 18.30

Forum:
"İyileştirici Bellek" Bellek Kim için ve Nasıl?
11 Aralık Cumartesi 14.00 - 16.00

Bellek ve hafıza çalışması yürüten örgüt, dernek, kurum ve kişilerle yapılacak atölyede bellek çalışmasının hedef kitlesi, amaçları ve yöntemlerine dair tartışma yürütülecektir.

Atölyeler:
Barış Durağı, Örgülü Mücadele, Simurg Yapımı, Çocuklarla Bellek Atölyesi
12 Aralık Pazar 11.00 - 16.00

Belgesel Gösterimi:
Ölüm Ne Yana Düşer Usta
(2019, 62'), Gül Büyükbeşe, Sibel Tekin
13 Aralık Pazartesi 18.00

Belgesel, Diyarbakır–Suruç–Ankara katliamlarını tarihsel bağları ve tanıklıklar üzerinden ele alıyor.

Ardakalan Resim Sergisi:
Emine Kart’ın 10 Ekim Katliamı’nın dördüncü yılında hazırladığı aynı adlı fotoğraf kitabının bir parçası olarak mahkeme ve anma fotoğraflarından oluşan resim sergisi.

Barışa Uçan Kanatlar Sergisi:
Hayatını kaybeden 104 insanın anısına Hatice Kapusuz tarafından 104 kuş resmi illüstre edildi. Sergideki kuşlar katliamın acısının büyüklüğüne bir yudum ferahlık ve göğe baktıkça hayatını kaybedenleri hatırlamak için yapıldı. Kuşlar aynı zamanda kaybettiklerimizin barış umuduna bir selam duruşu. Ziyaretçiler sergide yer alan kuş resimlerini kartpostal olarak da etkinlik mekanından edinebilirler.

10 Ekim Barış Battaniyesi:
Katliamın üçüncü yıldönümü sonrası bellek ve iyileşme için yapılan bir çalışma olan Örgülü Mücadele kapsamında üretilen ve anıt ağaçları sarmalayan 104 parçalı battaniye katliamda hayatını kaybeden insanların isimlerini taşıyor.

10 Ekim Barış Durağı:
10 Ekim ailesinin birlikte yaptığı barış için origami 1000 turna, Aslı Saraç enstalasyonu ile bir “Barış Durağı” haline geldi. Saraç, Ömer Hayyam'ın "Bulut geçti, gözyaşların kaldı çimende" sözüyle görsel bir bütün haline getirdi. Barış için 1000 origami turna diyerek kolektif olarak üretilen turnalara Aslı Saraç dört turna ekleyerek katliamın saati olan on sıfır dört rakamını da simgeleyen bir tasarıma dönüştürdü.

Adres:
Tütün Deposu, Lüleci Hendek Cd. No.12, 34425 Beyoğlu, İstanbul